2 Mart 2012 Cuma

Sun'ın yıllardır sloganı vardır: Ağ, bilgisayardır (Network is the Computer). Bugün birden fazla kullanıcının bulunduğu bir ortamda ağ kurmayana kız vermiyorlar. :) Şaka bir yana, iki bilgisayarın arasında ağ kurmanın bir sürü nedeni olabilir. Bu işi yapmanın birden fazla yolu da var. En kolay yöntem bir switch satın alıp bağlamak. Bu zaten birden fazla kullanıcının İnternet çıkışı gerçekleştirdiği ortamlarda her zaman ya ekstra switch ile ya da zaten çoklu Ethernet portu taşıyan modemlerle genellikle yapılıyor. Ancak bu pek taşınabilir bir yöntem değil. Bu yazıda arada bir switch ya da benzeri aygıt olmadan iki bilgisayarı birbirine bağlamayı anlatıyoruz. Böylece çantanıza rahatlıkla sığacak bir kısa kabloyla gittiğiniz her yerde iki bilgisayar arası (mesela sizin dizüstü bilgisayarınız ve kız arkadaşınızın masaüstü bilgisayarı arası) ağ kurabileceksiniz. Bu iş için bilgisayarlar dışında gereken tek şey birkaç TL'lik bir Ethernet kablosu. Hatta eğer düzenli olarak ağlarla ilgileniyorsanız metresini 50 kuruş gibi fiyatlara aldığınız kablonuzu kendiniz bile basabilirsiniz -bu rehberin konusu değil, onu nasıl yapacağınızı da anlatacağız. :) İki bilgisayar arasında ağ nasıl kurulur? Cat 5 550x412 Şekildeki kablo sekiz damarlı bir ethernet kablo olup saniyede 1 Gbit'lik veriyi taşıyabilmektedir. Eğer kablo ucundaki konnektörde şekildeki gibi 8 değil de 4 farklı kablo (bu durumda sonlandırmadaki pinlerden 4 tanesi boş olacaktı) olsaydı kablo saniyede 100 Mbit'lik veri taşıyabilecekti. Bunu anlatmamızın sebebi eğer dosya aktarımı vb. bir amaç için ağ kuracaksanız ve her iki uçta da gigabit ethernet kartlarına sahipseniz gigabitlik bir kablo yardımıyla çok daha yüksek veri hızlarına ulaşabilirsiniz. Bu noktada biraz daha detaya girelim: Eğer 100BASE-TX yani 100 Mbit'lik ethernet kartlara sahip bilgisayarları birbirine bağlayacaksanız edineceğiniz kablo tipine de dikkat etmeniz gerekiyor. Bu durumda crossover (çapraz) ethernet (UTP) kablo kullanarak ağ kurmanız gerekmektedir. Aksi halde iki birim arasında link kurulur fakat veri akışı sağlanamaz. Fakat günümüzde birçoğumuzun evlerinde ve ofislerinde 1000BASE-T (Gigabit ethernet) standardını destekleyen ağ kartlı bilgisayarlar bulunuyor. Bu standardın artısı da Otomatik MDI/MDI-X Yapılandırması yardımıyla uç birimleri düz kablo ile bağlasanız dahi ethernet kartlarının çaprazlama işlemini otomatik olarak yapabilmeleri. Kısacası gigabit ethernete sahipseniz switch, ADSL modem, vb… ağ cihazlarına bağlanırken kullandığınız ethernet kablolarını iki bilgisayar arası ağ kurma işleminde rahatlıkla kullanabilirsiniz, aksi durumda ise çapraz bir kablo edinmeniz gerekmekte. Kablomuzu edindikten sonra yapmamız gereken kabloyu iki uç birimin ethernet portlarına takıp bilgisayarları aynı alt ağa almak: İki bilgisayar arasında ağ nasıl kurulur? İki bilgisayarı aynı alt ağa alabilmek için her iki makinede ethernet kablonuzu bağladığınız bağdaştırıcınızın özelliklerine erişerek Internet Protokolü sürüm 4 (TCP/IPv4) bölümünü seçerek özellikler düğmesini kullanmanız gerekiyor. Bu bölümde yapmamız gereken sadece IP adresi ile Alt ağ maskesi tanımlamalarını yapmak. İnternet veya ağ dışı erişim yapmayacağımız için diğer bölümlerle ilgilenmiyoruz. Her iki bilgisayarda bu bölümlere sırasıyla; PC1 IP adresi: 192.168.1.1 Alt ağ maskesi: 255.255.255.0 PC2 IP adresi: 192.168.1.2 Alt ağ maskesi: 255.255.255.0 yazmanız yeterli. Bu basit işlemin ardından ağınız kurulmuş oluyor. Bu işlemin tek espirisi yönlendirici, erişim noktası gibi bir cihazımız olmadığı için otomatik IP adresi ve ağ maskesi alamıyoruz (DHCP üzerinden), dolayısıyla bu tanımlamaları kendimiz el ile yapıyoruz. Zaten dikkat ederseniz IP adresini yazdıktan sonra söz konusu IP adresi için varsayılan alt ağ maskesi bile otomatik olarak yazılmaktadır. Ayrıca bu bize doğrudan IP adresi üzerinden ulaşırken kolaylık sağlayacak; Windows'un "kafasına göre" (tabii hazır bir düzen dahilinde) seçtiği IP numaralarını değil, kendi verdiğimiz ve dolayısıyla bildiğimiz IP adreslerini kullanıyor olacağız. İki bilgisayar arasında ağ nasıl kurulur? asc Her iki PC'de de bu işlemi yapmanızın ardından Gönderilen ve Alınan paketlerde hareketlilik olacaktır. Bu işlemin ardından ağımızın çalışıp çalışmadığını basit bir pingleme operasyonu ile denetleyebilirsiniz. Bu işlem için komut satırına erişerek; ping hedefin IP adresi örn; ping 192.168.1.1 komutunu yazarsanız iki uç birim arasında iletişim olup olmadığını gözlemleyebilirsiniz. İki bilgisayar arasında ağ nasıl kurulur? Kurduğunuz ağda dilerseniz oyun oynayabilir veya dosya paylaşımında bulunabilirsiniz: İki bilgisayar arasında ağ nasıl kurulur? Çalıştır'a hedef IP adresini başına iki tane ters taksim işareti koyarak yazarsanız hedef bilgisayara erişebilir ve Windows dosya paylaşımından faydalanabilirsiniz. İki bilgisayar arasında ağ nasıl kurulur? Gigabit ethernet kartına sahip iki uçbirim arasında sekiz damarlı UTP kablo kullanarak yaptığımız örnek bir testte saniyede 32 MB veriyi aktarabildik ki bu hız 100 Mbit'lik bağlantıyla elde edebileceğinizin 5-6 katı civarında. Bu sebeple harici disk vb… opsiyonlarınız yoksa yüklü dosya transferleri için de son derece mantıklı bir çözüm gigabit ethernetten yararlanmak. Küçük bir paragrafla da yaşayabileceğiniz olası sorunlara değinelim. IP adreslerini doğru olarak verdiğinizden eminseniz, buna karşın pingleme, dosya paylaşımı, kurduğunuz oyunda birbirinizi görememe gibi sorunlarla karşı karşıya iseniz öncelikli olarak eğer üçüncü parti bir antivirüs programı kullanıyorsanız onun güvenlik duvarı ayarlarını böyle bir yazılıma sahip değilseniz de windows'un kendi güvenlik duvarının ayarlarını gözden geçiriniz. Çoğu zaman oyunlar, dosya paylaşımı, hatta ve hatta bazen ping gibi ufak operasyonlar bile güvenlik duvarlarınca engellenebiliyor. Daha başka bir sorun ise; dosya paylaşım alanının kök dizinine girebilmeniz; fakat kullanmak istediğiniz herhangi bir dosyaya erişmek istediğinizde yetki kısıtlaması nedeniyle erişimin engellenmesi olabilir. Bu durumda da paylaştığınız dosyanın özellikler menüsünü kullanarak çeşitli kullanıcılar için dosya erişim haklarını düzenlemeniz gerekmektedir. Nadiren karşılaşabileceğiniz başka bir sorun ise fiziksel olarak bağlantının olmasına (ethernet kartlarının ışıklarının yanması) karşın hiçbir şekilde iletişimin kurulamaması olabilir. Eğer güvenlik duvarlarının erişimi engellemediğinden eminseniz ethernet kablonuzda temassızlık olması muhtemeldir. Kablo değiştirerek yola devam edebilirsiniz :). Bu yazımızda forumlarda sık sık sorulan, çoğu zaman sağlıklı cevaplar alınamayan temel bir işlemi anlatmaya gayret ettik. Ağ kurma işlemi kablosuz ağ kartlarına sahipseniz çok daha basit şekilde ve tamamen ücretsiz olarak da yapılabilir :). Buna karşın, kablolama sorun teşkil etmiyorsa düşük gecikmeler ve maksimum veri akışı için kablolu erişimin değerine paha biçilemez, bizce… Yazıda örneklediğimiz yapı genişletilebilir de; örneğin çift ethernet kartlı PC'lere sahipseniz bu yolla N adet bilgisayarı birbirine bağlayabilirsiniz -bilgisayarlarda ethernet kartlarını köprüleyerek, tabii PC sayısı arttıkça kablo karmaşası da artacaktır. Öte yandan ICS (internet erişim paylaşımı) yardımıyla bağladığınız bilgisayarları ortak bir soket üzerinden internete çıkarmanız da mümkün…

DSLR aldıktan bir süre sonra ya da hemen, RAW çekmeye başlayacağınızı garanti edebilirim. Özellikle de fotoğraf işleme yazılımlarını kullanmaya başladıktan sonra, çektiğiniz fotoğrafın RAW halini, yani üzerinde kamera tarafından en ufak oynama yapılmamış halini kullanmak isteyeceksiniz. Zira JPEG fotoğraflar kamera tarafından işlendiğinden, bu fotoğrafları işlediğinizde, işlenmiş fotoğrafı işlemiş olacaksınız. Bu da istediğiniz sonucu tam olarak alamayacak olmanız anlamına geliyor.
Bugün artık hafıza kartlarının kapasiteleri çok yüksek olduğundan, RAW çekmek eskisi gibi nadir tercih edilir olmaktan çıktı. Hatta artık çoğu kişi RAW+JPEG çekerek, iki türlü de kayıt yapıyor. JPEG’leri hemen paylaşabiliyor ve mail yolu ile gönderebiliyorsunuz. JPEG’leri hızlıca gözden geçirip, içinden beğendiklerinizin RAW halini düzenleyebiliyorsunuz.
Yani RAW çekmek işten bile değil artık. Ancak RAW fotoğraflar çok yer kaplıyor ve diskinizin çabucak dolmasına sebep veriyor. O yüzden RAW fotoğraflardan beğendiklerinizi işleyip gerekmeyenleri silmek en mantıklı yol.
Diyelim ki fotoğraf çekiminden geldiniz ve 100 adet RAW’ınız var. İçlerinden beğendiklerinizi bir kenara alacaksınız. Bunun için önce bilgisayarınıza fotoğrafları aktardınız. Ama o da ne?  Windows explorer’da  ‘thumbnail’ görüntüsü yok. Her fotoğrafı da Photoshop’la açıp kontrol edecek değilisiniz.
Maalesef RAW dosyalarını Vista’da bile görüntüleyemiyoruz. Bunu yapabilmek için, kamera üreticilerinin sürekli güncelledikleri codec’leri kurmak gerekiyor. Örneğin Canon için buraya, Nikon için de buraya bakın. Sony için buraya Pentax için de buraya alalım sizi. Gerçi Sony henüz tüm modellerini desteklemiyor.
Normal şartlar altında yazı burada bitiyor ve masaüstlerimize dağılıyoruz. Ancak PCLabs’tan da aşina olduğunuz üzere biz bir konuyu yazıyorsak, şartlar asla normal değildir :)
Bu dört büyüklerden sadece biri 64-bit işletim sistemlerini destekliyor. Bilin bakalım kim? Nikon ya da Canon dediniz diye tahmin ediyorum ama değil. Sony destekliyor sadece.
Bu önemli bir eksik zira bugün RAW işleyen kişilerin kullandıkları bellek miktarı 2GB üzeri olmakla beraber, Photoshop gibi fotoğraf işleme yazılımları da 64-bit oldular. Yani 64-bit’i ilk adapte eden kullanıcıların başında fotoğrafçılar geliyor. Vista’nın 64-bit versiyonun 4GB bellekle 32-bit’e göre yağ gibi akması bir yana, Windows 7 ile 64-bit versiyonların daha da tercih edilir hale geleceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.  Bunların da ötesinde 2010 yılında hala bu devlerin 64-bit sürücü yazamaması akıl alır gibi değil. Yazılımdan anlamıyorlar desek kimse inanmaz. Uğraşmak istemiyorlar dışında bir seçenek düşünemiyorum.
Bu durumu aşmak için nette kullanıcıların çeşitli taklalar attığını ve elbette bu firmalara çok kızdıklarını gördüm. İşe yarayan çözümler de var. Ancak eylül ayında çıkan bir codec bu sorunu aştı. Fast Picture Viewer adlı yazılım içinde Vista ve  Win7 dahil 32 ve 64-bit RAW codec’ler geliyor. İşin güzel tarafı o yazılımı kullanmak istemeseniz de codec kısmını ayrı olarak bedava indirebilmeniz. Çok akıllıca bir iş yapmışlar. Bedava codec vererek, parayla sattıkları yazılımları da gelen ziyaretçilere göstermiş oluyorlar. Direkt download linki burada.
Bunu yüklediğinizde Windows explorer altnda RAW fotoğraflarınızı normal fotoğrafları görüyormuş gibi görebilir ve beğenmediklerinizi hemen silebilirsiniz.
213
Yukarıda 64-bit Vista’nın dosya yöneticisinden aldığımız ekran görüntüsünü görüyorsunuz.
Eğer kullandığınız fotoğraf görüntüleme yazılımı RAW’ları görüntüleyemiyorsa, o yazılımın sitesine mutlaka uğrayın. Plug-in şeklinde bir RAW desteği olabilir. Örneğin yılların eskitebildiği ACD See yazılımı için buraya bakın.
Ancak kişisel tavsiyem bedava ve çok derli toplu bir arabirimi olan Picasa. RAW’ı direkt olarak destekliyor. Hiç denemediyseniz mutlaka deneyin. Sadece fotoğrafları izlemek için değil, temel rötuş ve efektleri de desteklediğinden, çok beğeneceğinize eminim.
Güncelleme: 26.03.2010
RAW Codec’i paralı hale gelmiş. 6$ olmuş. Kızmaya gerek yok. Firmalar 64-bit CODEC çıkarmadıkça birileri bunu değerlendirmek isteyecek. Eh yazılım da işimizi gördüğüne göre haklarını teslim etmek gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder